21 Ocak 2014 Salı

Bugün Arkadasimin Ölüm Yil Dönümü

Arkadasimin ölüm yil dönümü bugun. Her sene oldugu gibi, yine uyuyamadim. Eminim bizden daha huzurludur su an gittigi yerde. Ama insan yine de yaninda istiyo sevdigini. Canim arkadasim, neseli, eglenceli, inceden bir hüznü olan arkadasim...
Aile ve yakin akrabadan bugune kadar bir kayip yasamadim cok sukur. O yuzden bilmezdim sevdiginin ölmesi nasil bi travma diye. Ta ki Hande'yi kaybedene kadar... ölümün her turlusu kotu tabi ama kanser gibi ölümleri bi nebze daha sansli buluyorum. Hasta yakinlari kendilerini bu olaya hazirliyor bu surecte. Ama ani ölüm bambaska. Koskoca iki yil gecmesine ragmen hala agliyorsam su gece, bu bi travma demektir. Somestre ailesinin yanina gelen Hande'yle bulusacagimiz gun ölüm haberini almak cok yikiciydi. Travmanin 5 hali varmis ya. İste once kabullenemiyosun, herkes sana saka yapiyor gibi geliyor.
Memlekette 5-6 kisilik bi grup yakin arkadasiz. Hepimiz somestr icin evimize gelmisiz. O gun de (kara cuma) bulusucaz. Ben haber bekliyorum arkadaslardan, "su saatte,su mekanda hadi gel" diyecekler diye. Oglen oldu ses yok. Herhalde iptal ettiler dedim. 4te aradi arkadasim, actim. "Elif, Hande..." dedi. Sesi aglamakli. "Noldu Hande'ye" diyorum. Bizimki aglama krizine giriyor. "Kalp krizi gecirmis gece" diyor. "Tamam hangi hastanedeyse gidelim dur hazirlanayim beni de alin" diyorum. "Yok Elif, hastanede degil... Hande yok artik" dedi. Sok gecirdim. Telefonu nasil kapattigimi bilmiyorum. O sirada annem kardesime yemek yediriyor. Nolmus kizim, diye soruyor. "Handenin vefat ettigini soyledi Ayse" diyorum. Sonra biraz durup, "Yaa kesin saka yapiyolar, eminim su an Limon'da oturup beni keklediklerine guluyolardir" diyorum. Annem 'kizim hic boyle saka olur mu' diyor. Olmaz tabi. Ama boyle gercek de olmaz ki annem yaa...
Soyle bi bakiyorum da, epey vakit gecmis. Onu trajik kaybedisimizi hatirlamadigim tek bir gun yok diyebilirim. Zaman zaman hatirlayip agliyorum, sonra yukari bakip, "Guluyosun dimi Hande, halime" diyorum. Onun gittigi yerde mutlu olduguna dair inancim beni toparliyor.

Annemle bi sure, Aysenin bana saka yapip yapmadigini kritize ettikten sonra, babami aradim. Tum arkadaslarim oldugu gibi, Hande de babamin ogrencisiydi. Baba boyle boyle duyum aldim ama dogru mu bi kontrol etsene, dedim. Babam da telefonda sok oldu bi. Tamam diyip kapatti. Tugba'ya mesaj atiyorum, "Dogru mu bu" diye. "Evet malesef dogru, su an evlerindeyim" diye cevap geliyor. İste ilk o an icim ciz etti. Gercek olabilecegine ihtimal verdim. Sonra "Yaa Tugba'yi da almislar yanlarina, beni kandirmaya calisiyolar" dedim...
Derken babam aradi. "Dogruymus" diye. Agzini bicak acmiyor... İkinci kez ciz etti yuregim. Lakin telefonu kapattigimda yine emindim, bana oyun oynuyolar ve oyunlarina babami da almis bizim kizlar...
Bu oyle bi sey ki, insan saniyo ki tum dunya bir olmus, seni isletmeye calisiyor. Bi turlu kabul etmek istemiyor beynim, daha 19unda gencecik, daha o gun bulusacaktik, daha yilari vardi yasanmadik...
2 gun sonra sinavim var. Bu gecemi Hande'ye ayirdim. Dusunup dusunup agliyorum. Aslinda ne bos, sinavmis okulmus, sosyal hayatmis. Cok sacma seylere uzuluyoruz. Hande de uzulurdu. Ne oldu peki? Degmemisti...

Sonra babam beni aksam aldi evden, saat 8 gibi. Yani haberi alali 4 saat olmus ve hala inanmiyorum. Aglamadim bile, dusun o kadar inanmiyorum.
Evlerine gittik. kapida onlarca ayakkabi. İcim 3.kez ciz etti. İlk kez de "Acaba gercek mi" diye dusundum. Eve girdim, koridorda parmagimin ucunda dolaniyorum, etraf soguk. İcim urperiyor ki koridorda rastlastigim kadinlar cok mutsuz. Bazilari aglamis. "Acaba" diyorum icimden. "Acaba saka degil mi". Ve sonunda handenin odasina geldigimde, yere yigiliyorum. Annesi o yatakta perisan halde yatmakta, insanlar onu sakinlestirmeye calisiyor. İlk kez agladim. Yuregimi daglamislardi sanki, oyle agladim. Ne kadar gozyasi doksem yeterli gelmeyecekti. "Ya gelirse, keske gelse" diye agladim.
Yaklasik bir saat sonra, babam gelip kaldirdi ve goturdu beni evimize. Son 5-6 saatim o kadar yogun gecmis ki, bayilircasina uyudum. Sabah uyandigimda, "off ne bicim ruya gordum, Hande'ye anlatmaliyim bunu" diye telefona sarildim. Mesajin yarisinda dank etti, ruya degildi dun aksam...

Hala kabullenebilmis degilim. Hala Hande'nin telefon numarasi rehberimde durur. Herkesinkini silebilirim ama onu silmem. Silemem. Elim gitmez bi kere. Hem, ya gelirse? Saklandigi yerden cikip, saka yaptim dese? Keske...
O gunun gazetesi bile, dorde katlanmis ve Handenin haberi ustte olacak sekilde odamin bi kosesinde duruyor.
İnsan en cok, "daha cok gorusseydim, ona onu sevdigimi sıkca belirtseydim" diye uzuluyor. Keske bir onceki gun bulussaymisiz. Ankaraya gelecekti Hande, bana sozu vardi. Keske daha israrci olsaydim, getirtseydim en azindan gunubirlik.
Ben cok ozledim Hande. Ölüm yil donumune iki ay kala basliyo icimin darlanmasi. Benim bu aglak hallerime eminim yukardan bakip guluyosundur. Tanidigim en sakaci, en eglenceli arkadasim. Biz de gelcez elbet yanina. O zamana kadar, oralarda dikkat et kendine. Seni seviyorum.
Elif

19 Ocak 2014 Pazar

Vefa Duy Ama Minneti Kim İcad Etti?

Bazi insanlar fena halde minnet bekler, ki sebebini anlayabilmis degilim. Zaten irilesmis, besili bi canli oluvermis egosunu daha da semirtmek icin mi ? Koleleri mi olalim napalim ? Ne bekliyorlar acaba o minnak beyinlerinin icinde hangi dusuncelerle onlara minnet edelim istiyorlar?
Vefa ve minnet baska sey simdi, bunlari bi ayiralim. Vefaliyimdir, eski arkadas akraba dost, bana ufacik iyilikleri dokunmussa unutmam, karsiliksiz da birakmam. Ama kimseye yaptigi bisey icin minnet etmem yahu. Hatta bazilari abartip, kendilerince yaptigi uffffacik iyilik(!)lerin kelebek etkisiyle kocaman olduguna kendilerini inandirip, misal senin dusen kalemini yerden aldiysa, hayatini kurtarmis gibi kolesi olmani istiyor. Valla var boyle hödükler :) Gercek kesit. True story.
Her iyilik, gercekten iyilik midir bi kere bunu sorgulamak gerek. İyilik gibi gozuken bazi seylerin ardinda ince hesaplarla dusunulmus menfaatler de mevcut. Nalet olsun elf gozlerim bunlarin ayirdina variyor. Daha da sevemiyorum o iyilik(!)edeni. Humanistliginden etmiyor ki o iyiligi. Sadece kaz gelecek yerden tavugu esirgemiyor iste hepsi bu. Buna ragmen, seni keriz yerine koyup "imm hayatini kurtardim, ben sana bunlari bunlari yaptim, sayemde kurtuldun" gibi laflar edebiliyor yüzsüz. O insanlarin uzerini ivedilikle en fosforlusundan siyah kalemle ciziyoruz annecim. Her seye tahammul edebilirim belki ama goz gore gore hem aptal yerine konmak, hem iyiligi basa kakmak gibi cirkefliklere dayanamiyorum. Ha tartismaya da girmem. Yol veririm gider. Ne guzel.
Hayatta herkes iyi degil. Allah bazilarini da bizi sinamak icin yaratmis iste. İnsanin hamuru camur zaten. Soyleyince garip oldu kabul :p Bazilarinin camuru fazla kacmis ama. Onlarin ustlerini kalinca cizip, yolumuza devam ediyoruz. İt ürür, kervan yürür. Biz Allahin yarattigi özgür kullariz. Ruhumuz da bedenimiz de kimseye tâbî olmak icin dunyaya gelmedi. Tâbî olunacak, kulluk yapilacak tek varlik, Yaratici. Vefali davranalim eyvallah, minnete ise yer yok. Minnet edeceksem anneme ederim. enn en azindan 9 ay karninda tasimis beni. Sense atiyorum bana bi su getirdin diye pesinden ayrilmayip kolen olayim istiyorsun. Yok cicim. Kulum. Ama sana degil. İnsana degil. Yalnizca Yaradan'a. Birak yaptigin iyilikleri Allah gorsun di mi, buna bi izin ver. Madem samimi yaptin, O mutlaka mukafatini verecek. Ödüllendirecek kurum malesef ben degilim. Benden sonsuz tesekkurler.

Attim Tutmadi

Belki ilkokul 3ten beri sinavlara giriyorum. Henuz hic bos birakmadim. Hic ama. En ufak bi bilgim bile olmasa, yine de sallamayi tercih ettim. Cunku onun tutma ihtimali vardi. Bos birakmaninsa tutma ihtimali hic yoktu.
İnsanlara deger veririm. Hatta yakin cevrem, bazen de beni uzaktan iyi gozlemleyen insanlar humanist oldugumu soyler. Allah belasini versin bu humanistligin. Ama malesef ki oyleyim. Deger veririm, hatta sınırlarını gorunceye kadar deger veririm. İnsan cunku. Allah yaratmis, cocukken masumdu, en azindan cocuklugu hurmetine deger veririm insanlara.
Ha bir gun anlarim ki, o kisi o degeri hazmedememis, ustune oturtamamis, 5 numara buyuk gelmis. Cekerim o kiymeti. Cirilciplak birakincaya kadar cekerim. Tabi ki yipratici bi yontem ama bu sayede, cevremde hic sahte biri olmaz. Kesenin agzini acip deger verdigim ve bunu hakkiyla tasiyanlar olur yakin cemberimde. Bunu bilmek guzel.
Belki, ayni bos birakmama mantigim devrede, insan iliskilerimde. Ya tutarsa diyip atiyorum 5 secenekten birini. a)iyi b)cok iyi c)ic guveysinden hallice d)karakteri oturmamis e)kalles. e şıkkını ilk bakista kullanmiyorum kesinlikle. a ya da b diyip kendi kafamda ona ait yarattigim imgelerle salak salak mutlu oluyorum. Ama icimden gelen ses bambaska... Ah o ses ne menem bi ses. Bilmedigi yok haspamin. Annem gibi mubarek, her konuda fikri var, insanlari gozundeki katarakta kadar analiz edip ne mal oldugunu ortaya dokup beynime iletir. Lakin o sesi guzeeelce sustururum. Allah vergisi halbuki, 6. hissiyat onemli. Ama bos da birakmak istemem kisiyi. Ya tutarsa diyip a ya da b isaretlerim. İc ses israrla e der. Kulak tikar, gozlem yaparim. Bircok sans veririm o e kisisine. Ama tum sanslarinin agzina ettiyse, eeeh diyip cekiveririm kiymetini. Ne gonlumde ne beynimde yer edemez sonra. Geri donussuz olur ya bazi seyler, komadaki hastanin fisini cekersin artik. Oyle bisey.
Bos birakmamak lazim sorulari. Bakarsin tutar. Sorular adam olur ya, insanlar olmaz. Lakin Allah'in degirmeni yavastir ama ince öğütür.
Hayatinizdaki luzumsuz insanlarin Allah'in degirmeninde öğütülmesi dilegimle...

13 Ocak 2014 Pazartesi

Dunyamizin Gelecegi İcin Damak Zevkimizden Feragat Edebiliriz

Ekolojik terazinin hangi kefesindesiniz ? Belki gun icinde, hatta yillar gectikce bile aklimiza gelmeyen sey; dunyaya bireysel zarararimiz nedir ? Bir porsiyon eri uretebilmek icin tahil, su, isgucu kullanimi ne boyutlardadir ?
Et uretimi nedir? Hayvanlari, kendi dogal tabiatlarini guc kullanarak bozup, onlari asiri uretmek. Et sektoru istedigi icin asiri miktar uretilen ineklerin dogaya saldigi karbondioksit ve metan gazlari hafife alinmayacak derecede,dunyamizin ekolojik dengesini bozuyor.
Biraz, aci gerceklerden bahsedelim. Dunyadaki butun buyukbas hayvanlarin saldigi sera gazi miktari, tasimacilik icin kullanilan butun araclarin aciga cikardiklari sera gazi miktarindan daha fazla.
Butun dunyadaki toplam ekilebilir arazinin yarisina yakini hayvan beslemek icin kullaniliyor. Toplam tahil uretiminin yine yarisindan fazlasi hayvan yemi olarak tuketiliyor. Sizce, Afrika'daki aclikla, et ve sut sektorunun bir baglantisi olabilir mi ?
Yagmur ormanlari buyukbas hayvanlarin otlamasina ayrilmak uzere hizla katledilmektedir. Oksijen kaynagimizin boyle hunharca katline, et endustrisinin daha fazla para kazanma hirsi sebeptir diyebilir miyiz ?
25 yilda Amazon yagmur ormanlarinin %40inin yok edildigini biliyor muydunuz ? Hayvanlarin dogal habitatlari, evleri bir bir ellerinden alinip göçe zorlaniyorlar. Soylari tukeniyor, nice yeni canli turu daha kesfedilemeden tukeniyor.
Her buyukbas hayvan gunde en az 60 litre metan gazi uretir. Azot, karbondioksitten 270 kat daha fazla etkikidir kuresel isinmaya. Ya dunyamizin iflah olmaz su sıkıntısı? 1 kilogram tahil uretmek icin 200 litre su gerekliyken, 1 kilogram et icinse 20.000 litre suya ihtiyac vardir Aradaki fark carpici...
Sera gazlarinin dunyamizi gunden gune isitmasina, suyumuzun bitmesine, yagmur ormanlarinin katline, et yemeyi azaltmak kadar yakiniz aslinda. Gelecegimiz icin...Bir dusunelim.

12 Ocak 2014 Pazar

Dunyanin En Uzun Siirini Yazdigim Adam Ve Dunyanin En Komik Adami

Ailemin yanina gittigimde, annemle vazgecilmezlerimizdendir, yesilcam filmi izlemek ! Turkan Soray ya da Gulsen Bubikoglu varsa tadindan yenmez. Ama gonlumuzun tahtinda Kemal Sunal filmleri vardir. Gecen yilbasi da oturduk, en guzel Kemal Sunal filmlerinden birini izledik. Karnimiza agrilar girene kadar gulmenin keyfini yasadik. Kemal Sunal oyle bir adam ki, tek bir bakisi bir tek mimigiyle size hayatta her seyin bos oldugunu hatirlatir, kafanizi rahatlatip dertten tasadan arinmis sekilde gulmenize sebep olur. En samimi halidir, komedinin. Cem Yilmaz turevi, "hadi buraya bu adami dinleyip, ezberden anlattiklarina gulmek icin geldik" kivamli komediyi samimi bulamiyoruz. Belirli cumlelerini sirasiyla soylemesinden ziyade, Kemal Sunalin bakisina ölümüne gulmeyi tercih ederim. O filmler tam dertli aninda acip gulmelik, kendini mutlu etmelik...
Ah bir de baris manco sarkilari var. Rahat, tasasiz, icine yasam enerjisi doldurmak icin dinleyecegin nice sarkisi. Ben Kemal Sunal ve Baris Manco'nun ayri kategorilerden combo etkisi yaptigina inaniyorum. Belki birbirine yakin zamanlarda kaybetmekten, ikisini de. Cocuklugumla ozdeslesen 2 guzel ornek onlar benim icin.
Ne cok aglamistim "Baris abim" öldügünde. Sanirim ilkokul 2deydim. Kalemle kagitla cok hasir nesir bi cocuktum simdi oldugu gibi. Ufuu siirler falan yazar, ödüller alirdim ah gencligim :( Neyse toparlayalim, Baris Manco, varligindan haberdar olmadigi, onu tvden izleyen binlerce cocugun yureginde yer etmisti. Bu buyuk bir basari ve samimiyet ornegiydi. Manco oyle akilli, iyi ve samimi bi insandi ki, bir nesli kendine dost edinebilmisti. Oyle kolay degildir bir cocugun yuregine dokunmak! Cocuklar samimiyeti cok iyi ayirt eder. Belki kucucuk olan kardesimi ve nice cocugu gozlemledigim kadariyla gordugum sudur ki, isterseniz hediyeler alin, "agucuk bugucuk" yapin, sevginizde samimi degilseniz, o cocugu kendinize baglayamazsiniz. Ha eger samimiyseniz, cocuk bunu tek bir bakisinizdan, gozlerinizden anlayiverir. Cocuklar, sandigimizdan daha akillidir. Sen belki kanarsin samimiyetsiz birine, ama cocuk kanmaz. Oyle kolay degildir,cocuklarin yureginde yer edinmek! Baris Manco o yuzden esi benzeri olmayan ve belki olmayacak buyuk adamdi.
O öldügünde, gozyaslari icinde 11 kitalik siir yazmistim ona. Kendi aklimca, dunyanin en uzun siirini yazdigima inaniyordum :D cunku o yasimdaki ufkumla bildigim en uzun siir, İstiklal Marsi'ydi. Gulmee :D Oyle iste :) Ondan kilometrelerce uzakta bi cocuga, gozyaslari icinde kitalarca(?) siir yazdirabiliyorsa, o adam bambaska bir adamdir.
Ozledim... Baris Manco'yu da, Kemal Sunal'i da cok ozledim. Keske gitmeselerdi bu kadar erken. Takdir-i ilahi iste... Napalim biz de onlardan bize miras kalan filmleri sevdiklerimizle izler bögrümüze agri girene kadar guleriz, sarkilariyla da "Dunya belki guzel bi yer olur bi gun" diye avunuruz.

2014 Dilekleri

2014 nasil olsun ?
1)Yanlis anlasilmayacagim bi yil olsun. Yanlis anlasilmaktan biktim. İlerde, yasayacagimi yasayip elegimi duvara astigimda bu yasadiklarimi kitap olarak yayinlicam. Akla gelmedik yanlis anlasilma hikayelerim var benim...
2)Allah'in beni daha cok sevdigi bir yil olsun. Cok sevdigini biliyorum. Muhabbetimiz daha da ilerlesin :)
3)Kardesim artik hastalanmasin. Bagisiklik sistemi rayina otursun
4)Zarar veren-kan emici insanlardan kurtulmanin bi yolu yok, anladim. Ama en azindan bi koruyucu kalkanim oluversin be yaaa...
5)Kaydadeger cumlelerim, kafami yastiga koydugumda degil de yanimda yöremde kagit kalem varken aklima düşsün:)
6)Dersaneler kapanmasin!
7)Ders calismak benim icin zulum olmaktan ciksin.
8)Gereksiz insanlar hayatimdan kolayca ciksin. Gerci 2014 bu anlamda iyi basladi:)
9)Ultra gerekli insanlar, canim dostlarim, hayatimda hep varolsun
10)Bol bol hayir isleri yapip, elimizin yettigi herkese yardim edebilelim.
11)Bol şükürlü az hatali yasayalim.
12)Kalbimizde huzur sevgi ve şükür eksik olmasin
13)Ailemiz akrabalarimiz.ve dostlarimiza kaliteli vakit ayirabilelim bu yilda.

Ve Zalimler İcin, Yasasin Cehennem !

Cennet bi tarafa da... Sirf cehennem icin inanmali insan Allaha. Onca cocuk tecavuzcusu, kadin katili, hayvana iskence edenlerin serbest kalacagi dusuncesi... Oyle bi sey ki idam yetmez, muebbet yetmez, sihirli bir el lazim cezalandirilmalari icin.
Sirf cehennem icin inanmali insan, Allaha. Ariel Sharon ölmüs dün. Onca masum inanin kanini emmisken, simdi sonsuzluga mi gitti o pislik ? Bobregine kadar curuyecek ve bitecek mi her sey, bu mudur ? Yo, hic sanmam. O masumlar yapisacak ilerde yakasina. Buna inanmadan yasamayi reddediyorum. Yasamak, boynuna dolanmamali insanin. Kopeklerin algiladigi sesleri bile algilayamadigimizi bilip, aczimizi kabullenip, boyun egmeliyiz yaraticiya. Biz kimiz ? Toz zerresi bile degil su koca kainatta.
Sirf, cezalandirma icin olsa inanmali insan Allaha. Sana cok haksizlik edildi degil mi kardesim? Gel otur yanima, bendensin. Oyle akla gelmedik oyunlara getirildin ki. Senin hakkini yediler. E gidip zarar vermeyecegine gore o kisiye, tek caren Allaha havale etmek zaten. Yapanin yanina kâr mi kalacakti ? Kalmasin. Kalmaz. Sen gonlunu ferah tut. Seni ve bilebildigin su kainati yaratan, senin akibetini de hazirlamistir ötede. Sevgi eksik olmasin yureginde. Ve sükür... Elbet gececek bu iluzyon. Simdilik, yasamaya devam ;)

10 Ocak 2014 Cuma

Cicekci Geldi Hağnığm

Ve evimi ciceklerle donatiyorum sonunda :) Cicekci teyzelere döndüm. Mor menekse, pembe sıklamen ve ailemizin yeni uyesi, pembis sumbul ^.^ Sumbulun bu kadar sahane bisey oldugunu bilmiyordum vallahi. Kocaman bir sogan govdesi var. Hep nemli tutmami soyledi satan kadincagiz. Ne kadar su verir de iyi bakarsam o kadar cabuk cicek acarmis. Heyecanla bekliyorum :)
Kuşumuz öldükten sonra anladim ki eve hayvan almaktan daha iyi bisey, eve cicek almak. Alistigin hayvanin ölümü cok trajik oluyor. Ailece nasil aglamistik Fistik icin. Annemle hala zaman zaman bi aradayken kusumuzdan bahsedince gozlerimiz dolar.
Cicek de ölüyor ama o kökü var ya o kökü; insani umutla bekletiyor basinda. Meneksemi aldigim cicekcide, adam sıklameni bedava verdi bana. Cunku onu disarda unutmuslar ve cicek donmus. "Vermezsem, yarin atarim yazik olur, siz bakin belki canlanir" diyerek vermisti sıklameni. "Eger sulamana ragmen canliligi gitmisse ciceklerini ve yapraklarini kesin, kökü saglamsa o yeniden cikacaktir" dedigi icin, ertesi gun bir yaprak haric hepsini kesmistim. Turgor basincini yitirmemis ve su zalim soguklara karsi dimdik durabilmeyi basarmis o yapragi bana bakiyor, ben ona bakiyorum. Cicegin geri kalan yerleri cöl. Ama umut fakirin ekmegi iste. Bakiyorum bi gelisme var mi diye. O cicegin kökü, beni de umuda bagliyor.
Cicek ayri bi zevk. Cicekci dukkanlarina, bisey almasam bile sirf kokulari icin girebilirim ! Sanki cennet bahcesinden sunulmus bir koku insana. İnsan kokudan lezzet alir mi ? Cicek kokusundan lezzet aldigimi soyleyebilirim !
Sumbulumu bir guzel paketledi sevimli satici kadin. Pakedini bi sure cikaramam herhalde:)
Aslinda cicekci olmak ne hos olmali. Sevgi satiyorsun, iyi dilek satiyorsun, gecmis olsun satiyorsun insanlara. Her sabah dukkani actiktan sonra yuzune carpan enfes orkide kokulari... Sonra o guzelim cicekleri bir bir suluyorsun. Dukkanina telasli bi genc geliyor. Sevgilisinin dogum gunuymus ve ona cicek alacak. Sen guleryuzle cicegi hazirliyorsun. Sonra, ablasi dogum yapmis bi kiz geliyo belki. Ablasina kocaman bi cicek yaptiriyor, ozenle kurdelesini bagliyorsun cicegin. Ve belki, hastasi iyilesmis biri geliyor dukkanina. Gecmis olsun yaziyor cicegin uzerine koyacagi karta.
Cicek mutlaka bi iyi dilek barindiriyor, eger cenaze celengi degilse tabi. Cicek hep bi umut oluyor, kökleriyle yasama sıkıca baglanmis...
Hayvanimin ölüm acisina yuregim dayanmaz belki ama, tek yapragi kalmis sıklamenime yillarca su verebilirim, son bi umutla. Kimbilir, belki hayata tutunur da cicek acar, sevindirir bu garibani :)

7 Ocak 2014 Salı

Hayat Memat

Engelleyemeyecegimiz seyleri durdurmaya calismakla aslinda cokt yoruyoruz kendimizi. Olmayinca da hayati sucluyoruz. Kimi Yaraticiyi sucluyor kimi ailesini kimi kendini. Aslinda en buyuk mutluluk, kabullenebilmekte. O zaman ozgur oluyor insan. O zaman birilerini suclamayi birakip hayatina devam ediyor, ilerliyor. Diger turlu hep o ani tekrarliyor, mutsuzlasip kafeslere tikiliyor.