Arkadasimin ölüm yil dönümü bugun. Her sene oldugu gibi, yine uyuyamadim. Eminim bizden daha huzurludur su an gittigi yerde. Ama insan yine de yaninda istiyo sevdigini. Canim arkadasim, neseli, eglenceli, inceden bir hüznü olan arkadasim...
Aile ve yakin akrabadan bugune kadar bir kayip yasamadim cok sukur. O yuzden bilmezdim sevdiginin ölmesi nasil bi travma diye. Ta ki Hande'yi kaybedene kadar... ölümün her turlusu kotu tabi ama kanser gibi ölümleri bi nebze daha sansli buluyorum. Hasta yakinlari kendilerini bu olaya hazirliyor bu surecte. Ama ani ölüm bambaska. Koskoca iki yil gecmesine ragmen hala agliyorsam su gece, bu bi travma demektir. Somestre ailesinin yanina gelen Hande'yle bulusacagimiz gun ölüm haberini almak cok yikiciydi. Travmanin 5 hali varmis ya. İste once kabullenemiyosun, herkes sana saka yapiyor gibi geliyor.
Memlekette 5-6 kisilik bi grup yakin arkadasiz. Hepimiz somestr icin evimize gelmisiz. O gun de (kara cuma) bulusucaz. Ben haber bekliyorum arkadaslardan, "su saatte,su mekanda hadi gel" diyecekler diye. Oglen oldu ses yok. Herhalde iptal ettiler dedim. 4te aradi arkadasim, actim. "Elif, Hande..." dedi. Sesi aglamakli. "Noldu Hande'ye" diyorum. Bizimki aglama krizine giriyor. "Kalp krizi gecirmis gece" diyor. "Tamam hangi hastanedeyse gidelim dur hazirlanayim beni de alin" diyorum. "Yok Elif, hastanede degil... Hande yok artik" dedi. Sok gecirdim. Telefonu nasil kapattigimi bilmiyorum. O sirada annem kardesime yemek yediriyor. Nolmus kizim, diye soruyor. "Handenin vefat ettigini soyledi Ayse" diyorum. Sonra biraz durup, "Yaa kesin saka yapiyolar, eminim su an Limon'da oturup beni keklediklerine guluyolardir" diyorum. Annem 'kizim hic boyle saka olur mu' diyor. Olmaz tabi. Ama boyle gercek de olmaz ki annem yaa...
Soyle bi bakiyorum da, epey vakit gecmis. Onu trajik kaybedisimizi hatirlamadigim tek bir gun yok diyebilirim. Zaman zaman hatirlayip agliyorum, sonra yukari bakip, "Guluyosun dimi Hande, halime" diyorum. Onun gittigi yerde mutlu olduguna dair inancim beni toparliyor.
Annemle bi sure, Aysenin bana saka yapip yapmadigini kritize ettikten sonra, babami aradim. Tum arkadaslarim oldugu gibi, Hande de babamin ogrencisiydi. Baba boyle boyle duyum aldim ama dogru mu bi kontrol etsene, dedim. Babam da telefonda sok oldu bi. Tamam diyip kapatti. Tugba'ya mesaj atiyorum, "Dogru mu bu" diye. "Evet malesef dogru, su an evlerindeyim" diye cevap geliyor. İste ilk o an icim ciz etti. Gercek olabilecegine ihtimal verdim. Sonra "Yaa Tugba'yi da almislar yanlarina, beni kandirmaya calisiyolar" dedim...
Derken babam aradi. "Dogruymus" diye. Agzini bicak acmiyor... İkinci kez ciz etti yuregim. Lakin telefonu kapattigimda yine emindim, bana oyun oynuyolar ve oyunlarina babami da almis bizim kizlar...
Bu oyle bi sey ki, insan saniyo ki tum dunya bir olmus, seni isletmeye calisiyor. Bi turlu kabul etmek istemiyor beynim, daha 19unda gencecik, daha o gun bulusacaktik, daha yilari vardi yasanmadik...
2 gun sonra sinavim var. Bu gecemi Hande'ye ayirdim. Dusunup dusunup agliyorum. Aslinda ne bos, sinavmis okulmus, sosyal hayatmis. Cok sacma seylere uzuluyoruz. Hande de uzulurdu. Ne oldu peki? Degmemisti...
Sonra babam beni aksam aldi evden, saat 8 gibi. Yani haberi alali 4 saat olmus ve hala inanmiyorum. Aglamadim bile, dusun o kadar inanmiyorum.
Evlerine gittik. kapida onlarca ayakkabi. İcim 3.kez ciz etti. İlk kez de "Acaba gercek mi" diye dusundum. Eve girdim, koridorda parmagimin ucunda dolaniyorum, etraf soguk. İcim urperiyor ki koridorda rastlastigim kadinlar cok mutsuz. Bazilari aglamis. "Acaba" diyorum icimden. "Acaba saka degil mi". Ve sonunda handenin odasina geldigimde, yere yigiliyorum. Annesi o yatakta perisan halde yatmakta, insanlar onu sakinlestirmeye calisiyor. İlk kez agladim. Yuregimi daglamislardi sanki, oyle agladim. Ne kadar gozyasi doksem yeterli gelmeyecekti. "Ya gelirse, keske gelse" diye agladim.
Yaklasik bir saat sonra, babam gelip kaldirdi ve goturdu beni evimize. Son 5-6 saatim o kadar yogun gecmis ki, bayilircasina uyudum. Sabah uyandigimda, "off ne bicim ruya gordum, Hande'ye anlatmaliyim bunu" diye telefona sarildim. Mesajin yarisinda dank etti, ruya degildi dun aksam...
Hala kabullenebilmis degilim. Hala Hande'nin telefon numarasi rehberimde durur. Herkesinkini silebilirim ama onu silmem. Silemem. Elim gitmez bi kere. Hem, ya gelirse? Saklandigi yerden cikip, saka yaptim dese? Keske...
O gunun gazetesi bile, dorde katlanmis ve Handenin haberi ustte olacak sekilde odamin bi kosesinde duruyor.
İnsan en cok, "daha cok gorusseydim, ona onu sevdigimi sıkca belirtseydim" diye uzuluyor. Keske bir onceki gun bulussaymisiz. Ankaraya gelecekti Hande, bana sozu vardi. Keske daha israrci olsaydim, getirtseydim en azindan gunubirlik.
Ben cok ozledim Hande. Ölüm yil donumune iki ay kala basliyo icimin darlanmasi. Benim bu aglak hallerime eminim yukardan bakip guluyosundur. Tanidigim en sakaci, en eglenceli arkadasim. Biz de gelcez elbet yanina. O zamana kadar, oralarda dikkat et kendine. Seni seviyorum.
Elif
Aile ve yakin akrabadan bugune kadar bir kayip yasamadim cok sukur. O yuzden bilmezdim sevdiginin ölmesi nasil bi travma diye. Ta ki Hande'yi kaybedene kadar... ölümün her turlusu kotu tabi ama kanser gibi ölümleri bi nebze daha sansli buluyorum. Hasta yakinlari kendilerini bu olaya hazirliyor bu surecte. Ama ani ölüm bambaska. Koskoca iki yil gecmesine ragmen hala agliyorsam su gece, bu bi travma demektir. Somestre ailesinin yanina gelen Hande'yle bulusacagimiz gun ölüm haberini almak cok yikiciydi. Travmanin 5 hali varmis ya. İste once kabullenemiyosun, herkes sana saka yapiyor gibi geliyor.
Memlekette 5-6 kisilik bi grup yakin arkadasiz. Hepimiz somestr icin evimize gelmisiz. O gun de (kara cuma) bulusucaz. Ben haber bekliyorum arkadaslardan, "su saatte,su mekanda hadi gel" diyecekler diye. Oglen oldu ses yok. Herhalde iptal ettiler dedim. 4te aradi arkadasim, actim. "Elif, Hande..." dedi. Sesi aglamakli. "Noldu Hande'ye" diyorum. Bizimki aglama krizine giriyor. "Kalp krizi gecirmis gece" diyor. "Tamam hangi hastanedeyse gidelim dur hazirlanayim beni de alin" diyorum. "Yok Elif, hastanede degil... Hande yok artik" dedi. Sok gecirdim. Telefonu nasil kapattigimi bilmiyorum. O sirada annem kardesime yemek yediriyor. Nolmus kizim, diye soruyor. "Handenin vefat ettigini soyledi Ayse" diyorum. Sonra biraz durup, "Yaa kesin saka yapiyolar, eminim su an Limon'da oturup beni keklediklerine guluyolardir" diyorum. Annem 'kizim hic boyle saka olur mu' diyor. Olmaz tabi. Ama boyle gercek de olmaz ki annem yaa...
Soyle bi bakiyorum da, epey vakit gecmis. Onu trajik kaybedisimizi hatirlamadigim tek bir gun yok diyebilirim. Zaman zaman hatirlayip agliyorum, sonra yukari bakip, "Guluyosun dimi Hande, halime" diyorum. Onun gittigi yerde mutlu olduguna dair inancim beni toparliyor.
Annemle bi sure, Aysenin bana saka yapip yapmadigini kritize ettikten sonra, babami aradim. Tum arkadaslarim oldugu gibi, Hande de babamin ogrencisiydi. Baba boyle boyle duyum aldim ama dogru mu bi kontrol etsene, dedim. Babam da telefonda sok oldu bi. Tamam diyip kapatti. Tugba'ya mesaj atiyorum, "Dogru mu bu" diye. "Evet malesef dogru, su an evlerindeyim" diye cevap geliyor. İste ilk o an icim ciz etti. Gercek olabilecegine ihtimal verdim. Sonra "Yaa Tugba'yi da almislar yanlarina, beni kandirmaya calisiyolar" dedim...
Derken babam aradi. "Dogruymus" diye. Agzini bicak acmiyor... İkinci kez ciz etti yuregim. Lakin telefonu kapattigimda yine emindim, bana oyun oynuyolar ve oyunlarina babami da almis bizim kizlar...
Bu oyle bi sey ki, insan saniyo ki tum dunya bir olmus, seni isletmeye calisiyor. Bi turlu kabul etmek istemiyor beynim, daha 19unda gencecik, daha o gun bulusacaktik, daha yilari vardi yasanmadik...
2 gun sonra sinavim var. Bu gecemi Hande'ye ayirdim. Dusunup dusunup agliyorum. Aslinda ne bos, sinavmis okulmus, sosyal hayatmis. Cok sacma seylere uzuluyoruz. Hande de uzulurdu. Ne oldu peki? Degmemisti...
Sonra babam beni aksam aldi evden, saat 8 gibi. Yani haberi alali 4 saat olmus ve hala inanmiyorum. Aglamadim bile, dusun o kadar inanmiyorum.
Evlerine gittik. kapida onlarca ayakkabi. İcim 3.kez ciz etti. İlk kez de "Acaba gercek mi" diye dusundum. Eve girdim, koridorda parmagimin ucunda dolaniyorum, etraf soguk. İcim urperiyor ki koridorda rastlastigim kadinlar cok mutsuz. Bazilari aglamis. "Acaba" diyorum icimden. "Acaba saka degil mi". Ve sonunda handenin odasina geldigimde, yere yigiliyorum. Annesi o yatakta perisan halde yatmakta, insanlar onu sakinlestirmeye calisiyor. İlk kez agladim. Yuregimi daglamislardi sanki, oyle agladim. Ne kadar gozyasi doksem yeterli gelmeyecekti. "Ya gelirse, keske gelse" diye agladim.
Yaklasik bir saat sonra, babam gelip kaldirdi ve goturdu beni evimize. Son 5-6 saatim o kadar yogun gecmis ki, bayilircasina uyudum. Sabah uyandigimda, "off ne bicim ruya gordum, Hande'ye anlatmaliyim bunu" diye telefona sarildim. Mesajin yarisinda dank etti, ruya degildi dun aksam...
Hala kabullenebilmis degilim. Hala Hande'nin telefon numarasi rehberimde durur. Herkesinkini silebilirim ama onu silmem. Silemem. Elim gitmez bi kere. Hem, ya gelirse? Saklandigi yerden cikip, saka yaptim dese? Keske...
O gunun gazetesi bile, dorde katlanmis ve Handenin haberi ustte olacak sekilde odamin bi kosesinde duruyor.
İnsan en cok, "daha cok gorusseydim, ona onu sevdigimi sıkca belirtseydim" diye uzuluyor. Keske bir onceki gun bulussaymisiz. Ankaraya gelecekti Hande, bana sozu vardi. Keske daha israrci olsaydim, getirtseydim en azindan gunubirlik.
Ben cok ozledim Hande. Ölüm yil donumune iki ay kala basliyo icimin darlanmasi. Benim bu aglak hallerime eminim yukardan bakip guluyosundur. Tanidigim en sakaci, en eglenceli arkadasim. Biz de gelcez elbet yanina. O zamana kadar, oralarda dikkat et kendine. Seni seviyorum.
Elif
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder