29 Mayıs 2014 Perşembe

Bize Tum Sular Medcezir

Sen yapici olmaya calistikca karsindaki senin ezildigini zannedip daha da uzerine geliyor.

Sen her seye ragmen iyi davranmaya calistikca, karsindaki seni alt ettigini, senin aslinda dahil bile olmadigin muharebeyi kendi kazandigini zannediyor.

Sen, yine de insandir diye saygi gosterdiginde, karsindaki senin onun ihtisami(?) karsisinda ezildigini zannediyor.

Sen hosgoru gosterdikce, karsindaki senin uzerine uzerine yuruyor.

Sen iyi davrandikca, sana terbiyesizlik yapmayi kendine hak goruyor, daha da fenasi, kendini Hint kumasi zannediyor, sen iyiliginden yapiyorsun ama o kendini nimetten sayiyor.

Oyleyse guzel kardesim, birakacaksin. Zorlamayacaksin. Olmuyorsa olmuyordur. Bugunun yarini var. Bu sabahin aksami var. İnsanlar, su anki konumlarina cok guveniyorlar. Ama yarin sularin cekilme ihtimalini dusunmuyorlar. Oysa her yer med-cezir.

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Cocuk Bu...

Son donemde ustuste gerceklesen cocuk cinayet ve istismarlari, beni derinden uzmekle beraber, radikal kararlar almaya itiyor. Eskiden, yolda yalniz bi cocuk gordugumde onu sever, konusur, yanimda cikolata vs. varsa verirdim. Simdi yanlarindan oylece geciyorum. Neden mi? Cocuk, bana guvenir. Sorun degil, benden zaten zarar gelmez. Ama yarin baska bi yabanciya da, dun bana guvenmesi tecrubesinden yola cikarak guvenebilir. Gercekten cok tehlikeli. Cocuklara, yabancilara guven duygusunu asilamaktan kacinmaliyiz.
Gerci, sokaklarda ailesi olmadan yalniz basina yuruyen, oyun oynayan cocuklar bizim ulkemizde siradan. Yanlis ama. Buyuk yanlis. Allah korusun, her sey olabilir. 7 yasindaki kardesimin dibinden ayrilmiyoruz biz. Dogrusu da bu bence. Biraz obsesif de olsak ailece, sonradan aci bi pismanlik yasamaktan cok daha iyidir.
Kendi cocuklarimizi mumkun oldugu kadar yalniz birakmayalim. Yalniz bi cocuk gordugumuzde de onunla konusup da kendimizi sevdirmeyelim. Duymasinlar bize guven. Cocuk bu, yarin baskasina inanir safî niyetlerle. Sonra aci haberler aliriz Allah korusun.

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Bir Yil Gecmis Ama Ayni Kalmis Dusunceler

"Hayata ara vermek ne hos olurdu. Yoruldugun zaman diliminden hayatini ortada kesip bi sureligine kimsenin bilmedigi bi yere gitmek, kendi ic sesini dinlemek. En olmadi, ölmek mesela. Kisa sureligine. Ölüp dinlenip sonra biraktigin yerden devam etmek, hayatina.

Hayat gailesinden cokca yorulmus ruhum. Dusunmekten tasinmaktan yurumekten ordan oraya suruklenmekten cok yorulmus aciz ruhum. İste zaman zaman ölmek arzusu dogar icime. Ama intihar falan degil. Sadece dinlenmek icin, kisa sureligine... Sonra geri geleceksin, daha dinc baslayacaksin kaldigin yerden. Belki daha tahammullu olacaksin insanlara. İnsan olamayanlara. Belki gulup gececeksin, eskiden seni sinirlendiren ne varsa. İste o yuzden, ölmek guzeldir. Kacmak guzeldir. Yasadigimiz surece hep sorun var cunku. Hep bi debdebe halinde ruhumuz. Ara vermek gerek. Biraz ölüp oyle gelmek gerek. Uzaklasmak, kacmak gerek. Herkesin binlerce maskesi var, herkes kendi hayat gailesinde girdabinda kaybolmus, herkes birbirini dusman bellemis de irdeleyen gozlerle bastan asagi suzer olmus. Cok zor ama, araya dinlenme suresi almadan bas etmek insanlarla. İnsanlarla ugrasmak cok zor. Onlarin dusunce sistemini cozmek, onlara laf anlatmak cok zor. Direncim kiriliyor her seferinde, insanlara alismak icin biraz daha gayret sarfediyorum ama nafile."

Bu yaziyi 20 Nisan 2013'te yazmisim. Tam bir yil once. Bakiyorum, dusuncelerim degismemis. Halen ayni terane. Umarim bir gun degisir bu dusunceler. Bir gun, insanlar hakkindaki olumsuz dusuncelerimi olumluya cevirecek iyi insanlarla karsilasirim bir gun. Umarim.

Reyhanli Anisina...

Dusunsene cok mutlusun. Her sey yolunda. Veya bosver, uzgunsun. Eve ekmek getiriyosun. Kizin sana oyuncak bebek ismarlamis. Bi hevesle almissin bebegi paketlemissin bi guzel. Yola koyulmussun seni evde heyecanla bekleyen birileri var. Gectigin sokakta bomba patliyor ve hediye bi yana, sen bi yana savruluyosun. Artik yoksun. Hayallerin, yasanmisliklarin, ailen, hicbi seyin yok. Sanki sen hic dogmamissin gibi devrine devam edecek dunya. Ne acayip. Kirli oyunlardan bihaber, evine giderken saldiriya ugruyosun. Artik yoksun. Ugruna binbir emek verdigin her sey ruya oluyo birden. Bu kadar basit iste. Bu kadar basit. Bu kadar hic, insan hayati. Bu kadar pic edilmis, insan hayati. Kirli oyunlarin biricik kurbani sen oluveriyosun. Hic acimadan katlediyorlar seni. Kimbilir, seni hevesle bekleyen evladinin oldugu evde de bomba patladi. Nerden bileceksin, ölüsün, organlarin ayri yerlere savrulmus. Belki evladin da ayni durumda. Esin. Annen. Kimin umrunda ? Vahset senin ocagini söndürdü. Yoksun artik. Ugruna emek verdigin her sey gibi, sen de mezardasin. Dur bi dakika, mezarin bile yok, etini asfalttan kaziyacaklar. 40yil yasamissin. Okumussun calismis cabalamis iyi insan olmussun. Cocuklari sevindirmissin, herkese yardimlar yapan altin kalpli insanlardansin iste. Kimin umrunda ? Bu kadar hic edilmis senin hayatin. Bu kadar pic edilmis insanlik. Umutlar, hayaller, aile, dusunceler, vapurlar, martilar....

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Kaldirim Sercesi'ne, Fransiz La môme'ine İthafen

Edith Piaf oyle bir kadindir ki, sarkilarinda anlattiklarini cok az anlasaniz bile, sesindeki melankoliyle beraber kendinizi dunyaya meydan okuyorken bulursunuz.

Edith Piaf oyle bir kadindir ki, hayatin acilarina gogus gerip, alkolik olmasina ragmen "non je ne regrette rien", (hicbirseyden pisman degilim) der, basi dik. Cok kucuk yasta tanimisir adî dunyayi. Koyvermistir gelisine.

Edith Piaf oyle bir kadindir ki, ölümünden yuzyil da gecse surecektir nâmı. Dolasacaktir Paris sokaklarinda o muptezel ruhu.

Edith Piaf oyle bir kadindir ki, cemberinden birkac kez gecmistir felegin. Ve hayat hikayesini okumadan bulursunuz bu hikayeyi, sesinde. Bastirarak soyledigi her 'r' bir meydan okuyustur.

Edith Piaf oyle bir kadindir ki, sarkilarini dinlerken, dunyadan soyutlanirsiniz. Sanki hicbir sey gercek degil. Ne bu yasadiklarimiz, ne yasayacaklarimiz ne de biz...Ruyada gibiyizdir her cumlesinde.

Padamm padamm padammm dediginde bi anlik mutlu oldugunu sanirsiniz. Oyle degildir. Edith Piaf oyle bir kadindir ki, hareketli melodilerde bile kalbinize minik oklar saplar. Ve ilginctir, zevk alirsiniz bu acidan.

Edith Piaf oyle bir kadindir ki, acilar cekmis kucucuk bedeninden olaganustu bir sesle karsilar sizi. İnanilmaz guclu, melankolik ama guclu.

Edith Piaf. Kaldirim sercesi. Minik Serce. Ruhun sad olsun...

23 Mayıs 2014 Cuma

Hayvan Ozgurlugu Etiksel Monologlar-I

Hayvan ozgurlugu savunucusu olmakla hayvansever olmak arasinda buyuk bir fark var. İlki oldugumu belirteyim once. Patisever/hayvansever degilim. Hayvan ozgurlugu yanlisi olmamdan mutevellit, hayvanlarin evlerde-kafeslerde tutsak edilmesine karsiyim. Hayvanin dogasinda ev yok. İnsana baglilik yok. Bu yuzden evden kacmis kedi-kopek haberleri cokca duyulur ve siradandir. Sokakta yasayamayacak, engelli bi hayvani evlat edinirsin amenna. Ama saglikli bir hayvanin gezip dolasmasi parklarda kosturmasi gerekirken eve hapis olmasi beni derinden yaraliyor.
Kedi kopekten de ziyade, kuslara uzuluyorum en cok. Kafeste duran...Dusunsene ucmak gibi olaganustu bi ozelligin var ama kullanamiyorsun. Demir parmakliklara hapissin. Ancak "sahibin" merhamete gelir de seni cikarirsa kafesinden arada... Hepsi o kadar.

Hayvanlarin habitati ev degil ne olur. Onlarin ucmaya kosmaya yuzmeye oynamaya haklari var. Bu haklarini, hayvansever sifatinizla, sirf 'yapabildiginiz/guclu oldugunuz' icin yapmayin. Eminim hayvan dile gelse, evde yasamak istemedigini soyleyecektir. Evinizde tutsak edecekseniz, sevmeyin hayvan. Onlarin sizin merhametinize de gostermelik sevginize de ihtiyaci yok. Onlar ozgur doguyorlar. Ozgurluklerinin surdurulebilir olmasina ihtiyaclari var. Hepsi bu :)

Fersah Fersah

Yildizlara haksizlik etsen ne cikar ki ? Seni duymaz bile, senden olabildigince uzaktadir ve parliyordur umarsizca. Sen bagirsan cagirsan sinirlensen... Umrunda olmaz ki yildizin. O seni dinlemez bile. Senden uzaktadir onun âlemi. Sen diledigin kadar yik gec ortaligi. Yildiz kendi dunyasinda, mutludur, takmaz kimseyi. Cunku seninle arasinda asilmaz mesafeler vardir. Sen, fânî zavalli. Sen diledigin kadar ziplamaya calis, sinirden kipkirmizi kesil. Yildiz ayni ihtisamla parlayacaktir. Olan senin cabana, emegine olacaktir.

Didem Madak'in Anisina

Mutsuz mutsuzu gozunden tanirmis
Cay demler birakirmis önüne
Sohbet etmesini istermis kendiyle, alabildigine

Mutsuz, renkli siirler yazarmis
Kimselerin okumadigi, sadece kendine yazdigi,
Gece karasi olurmus bazen siirleri
Bazense denizlerden mavi
Sol yanina otururmus mutsuz'un her siir
Tek ilaci hayallermis, uzak denizlerden getirttigi,
Yorgun firtinalar boyunca gemilere tutunan,
Asiyan Yollari'ndan tanidik bir ses gibi,
Annenin kollarinda, bebekten nefes gibi...

Didem Madak'in anisina... (Eli)

Sakalli Leydiler, Amacsizdilar

İnsan neden homofobik olur? Bilmedigi seyden korktugu icin mi ? Farkli secimlerden hosnut olmayip, "Herkes benim gibi olmak zorunda" misali tanri egosuyla mi tavir alir cogu zaman?

Hicbir zaman homofobik olmadim, homosexuel arkadaslarimin varligini destekledim. Lakin su erovizyon birincisi Conchita Wurst'u anlayamadim. Hicbir mesaj vermedigini dusunuyorum. Sakali olan, kadin gorunumunde bir insan. Gender algisini yikmaya calistigi soylenmis ama ben o kisiyi fazlasiyla "mesajsiz/amacsiz" buldum. Homofobiye en uzak insanlardan biri olmakla beraber, 7 yasindaki kardesimin o goruntuyu gormesini istemem. Cocuklarin goruntu algisina ne gibi bi katkida bulunacagi muamma.
Sakalli Leydi falan bunlar hikayeden geldi bana. Erovizyonun gay eglencesi oldugunun idrakine yillar once varmis olan Avrupa, zaten ana kitle olan homosexuel oylarinin pesine dusmus. Hepsi bu. Keske o guzel kadin/adami harcamasalardi...

9 Mayıs 2014 Cuma

Bak Gozlerimin İcine

Nerde gorsem tanirim utangac bir yuz. Gozlerimin icine bakmaya cesaret edemez. Bilirim, milyonlarca kez konusmustur arkamdan. O yuzden bakamaz gozlerimin icine. Firsat buldukca devirir gozlerini yere. Bosver be dostum. Utancini anliyor ve seni affediyorum. Umrumda degil, ne demis olursan ol arkamdan. İnsanlarin iyi dogduklarina inaniyorum ben. Sonradan yapariz secimlerimizi. Utancin yeter. Affettim bile seni. Kin tutmak-dusman bellemek yok lugatimda. Kaldir basini yerden. Bak gozlerimin icine. Hakkimda dedigin berbat seyleri tahayyul etmek istemiyorum. İcindeki hazimsizligi bu sekilde atabiliyorsan, kime ne? Affettim seni. Bakabilirsin gozlerimin icine...